Analitik olarak mühendis gözü ile insanı/hayatını inceler; karar alma ve
sonucunda sekillenen yasam ile bu söz konusu varlığı tanımlamaya
çalısırsak söyle bir sey diyebiliriz sanıyorum:...
"Temelde insan öncelikle güvenlik, sonrasında duygusal tatmin ve son olarak da
güç kazanmak için tesadüf ve çaba sonucu karsısına çıkan seçenekler arasında
sürekli risk analizi yapıp kararlar alarak uygulayan (ya da uygulamayan) ve
alınan tüm bu kararların hata maliyetine (alternatif maliyet, cayma maliyeti,
fırsat maliyeti) katlanan bir varlıktır."
Risk, Risk Analizi ve Hata Maliyeti
Yukarıdaki tarifi berraklastırmak için "risk analizi" ve "hata maliyeti" kavramlarını
tanımlamak yerinde olur:
Risk: Bir olayın gerçeklesme olasılığı ve olaydan etkilenme olanağı.
Risk analizi (tüm tanımlar ekonomi ve mühendislik ile ilgili, özel bir tanım
yapmalıyız): Bir durum karsısında yapılabilecek olası (hiçbir sey yapmamak dahil)
bilinen alternatifleri değerlendirerek riskin en düsük ve faydanın en büyük olduğu
seçeneği belirleme islemi.
Hata maliyeti (alternatif maliyet, cayma maliyeti, fırsat maliyeti): Bir seçim
yapılırken vazgeçilmek zorunda kalınan ikinci en iyi alternatif. (Bu dört kavram
birbirinden teknik olarak az farklı anlamlar içeriyor olabilir ancak ele aldığımız
konu bağlamında es anlamlılar diyebiliriz.)
Kısacası bir varlığa sahip her yönetici risk analizi yapmak, karar vermek ve
sonucunda yaptıkları/yapmadıklarının hata maliyetine katlanmak zorundadır.
Dnsanlar hatta hayvanlar, en temelde sahip oldukları can, sonrasında sevdikleri,
sonrasında kazanımları ve isleri için sürekli risk analizi yapıp hata maliyetine
katlanırlar. Çünkü neredeyse her zaman farklı seçenekler vardır.
Örneğin kuyumcuda iki farklı yüzükten birini seçmek, pilav yerine patates püresi
yapmak, güneslenmek yerine kitap okumak, benzin biterken bu benzincide
durmayıp bir sonrakini beklemek... Her seyin alternatif maliyeti vardır ve her
seçim sonucu kelebek etkisi kuralı da isler.
Kelebek Etkisi
Bir sistemin baslangıç verilerindeki küçük değisikliklerin büyük ve öngörülemez
sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. Edward N. Lorenz'in çalısmalarından biri
olan Kaos Teorisi ile ilgilidir. Daha sonralarda hava durumuyla ile ilgili verdiği su
örnek ile ünlenmistir. "Amazon Ormanları'nda bir kelebeğin kanat çırpması,
ABD'de fırtına kopmasına neden olabilir."
Tüm bu çok bilmis tanımlamalardan sonra asıl konuya gelmek istiyorum.
Tasarım, Proje, Üretim, Montaj, Doğal Felaketler, Savaslar ve Genel Yasam
Dnsanlık olarak sürekli çesitli amaçlar uğruna risk analizleri yapıp hata maliyetleri
üstleniyoruz:
-Binalar yapıyoruz. Müteahhidin yapım asamasında daha fazla kaynak harcayıp
daha sağlam bir bina yapmak veya daha az kaynak harcayarak daha fazla para
kazanmak arasında seçim yapması gerekiyor. Yaptığı seçim özellikle bir deprem
sırasında onun kazandığı 3 kurus artı paradan çok daha ciddi bir maliyet
çıkarabiliyor.
-Yollar yapıyoruz. O yolu yapmak ve yapmamak için bir karar alıyoruz. Çok fazla
yol, yağmur sularının toprağa isleyememesi sonucu sellere yol açabildiği gibi
daha fazla kazaya sebep olabiliyor.
-Yeraltından suları çıkarıyoruz. Daha belki binyıllarca yer altında kalması gereken
suları yüzlerce metre asağıdan çekip alıyor, yüzeyde tarımsal sulama ve sanayi
amaçlı kullanıyoruz. Doğal olanın üzerinde bir buharlasmaya yol açıyor ve belki
doğal olmayan sellere sebep oluyoruz.
-Yeraltından petrol çıkarıyoruz. Muhtemelen kömür, petrol, doğal gaz ve bunun
gibi karbon kaynakları yeraltında olduğu için atmosferdeki karbon miktarı insanın
yasayıp gelisebileceği orana geldi. Biz bu karbonu çıkarıp atmosfere salıyoruz.
-Fizyolojik atıklarımızı tuvaletler/sifonlar aracılığıyla (ne olduğunu bilmediğimiz)
uzaklara gönderiyoruz. Oysa doğada atık yoktur ve bu atıklar bitkiler için çok
değerli besinlerdir. Tarım alanları verdikleri organik maddeyi karsılayamıyor ve
sürekli zayıflıyorken bu nereye gittiği belirsiz atıklarımız dünyayı kirletiyor.
-Yemek yapmak için bir ambalajı açıyor, paketi çöpe atıyoruz. Hem aslında kötü
bir gıda tüketiyor, hem de çevreyi kirletiyoruz.
-Silah alıyor, satıyor, kimin öldürülüp kimlerin yasaması gerektiğine; hangi
merminin yasal, hangisinin yasa dısı olduğuna karar veriyoruz. Bomba yapıyoruz.
-Her yere elektrik kabloları dösüyoruz.
-Tüketeceğimiz gıdalara yapay kimyasallar ekliyoruz.
-Hayvanları hapsedip sömürüyor, istediğimiz gibi ırkları/nüfusları/görünümleri
hakkında karar verip uyguluyoruz.
-Bitkilerin genetiğini, ne yaptığımızı bilirmis gibi değistiriyoruz. (Bu "ne
yaptığımızı bilirmis gibi" kısmı çok önemli. Yeni bir arastırma saf suyun aslında
eksi 48 derecede donduğunu göstermis. Arastırmanın detayında ise buz
kristalinin nasıl olustuğunun hala tam olarak bilinemediği belirtilmis! Nasıl
olustuğunu ve nelere sebep olacağını bilmediğimiz seyleri kullanıp maliyetine
katlanmak konusunda ne kadar azimliyiz...)
-Günes enerjisi, makul her tür enerji ihtiyacımızı karsılayabilecekken petrol
sirketlerinin karlılık analizlerinin sonucunu yasıyoruz.
-Ya issiz ve parasız; ya yorgun ve zamansızız...
Dnsan, yasamı boyunca bilinçli veya bilinçsiz sürekli risk analizi yapıyor ve
mutlaka seçilmemis olan bir alternatif seçilmemis (veya yapılamamıs) olarak
durmaya devam ediyor.
Hayatın bu karmasası içerisinde alternatif maliyetin daha iyi olup olmadığını
bilmek çok zor. En iyiyi seçebilmek her zaman mümkün olmayabiliyor.
Hatalı Seçimler
Ancak kanımca bilinçli bir zihin, alternatifler arasında kötünün, hatalının, asla
olmaması gerekenin ne olduğunu bilebilir. Ki aslında sağlıklı bir risk analizi
sonucu neyin yapılması gerektiğinden çok neyin yapılmaması gerektiği bulunur.
Herkes bilir ki yanlıs isin zararı, doğru isin karından pahalıdır. Çünkü en kolay
seçenek hiçbir sey yapmamaktır ve bu durumda is yapmaz ve sonuç elde
etmezsiniz. Eğer is yapar iyi sonuç elde ederseniz fayda sağlayabilirsiniz. Ancak
is yapar ve kötü sonuç elde ederseniz hem fayda sağlayamazsınız, hem de hiç bir
sey yapmamıs olmaya göre bile daha zararda olursunuz.
Dste tüm bu akıl yürütmelere göre su yukarıda yazdığım maddeleri düsündükçe,
bu içinden çıkılmaz hatalar silsilesine insanlık olarak nasıl olup da düstüğümüzü;
hangi risk analizi sonucu bu maliyetlere katlanmak zorunda kaldığımızı bir türlü
anlayamıyorum...
Sonsöz
Hayatı hakkında değisik bir risk analizi yapıp farklı çıkarımlarda bulunmus
birinden bahsetmek istiyorum son olarak:
Dünyaya gelmis en büyük filozoflardan biri olan Diyojen Anadolu' da, Sinop' ta bir
fıçı içerisinde yasardı. Hani su dünyanın bilinen en büyük komutanlarından,
liderlerinden birinin (Büyük Dskender), onu fıçısında ziyaret ettiği, ona bir dileği
olup olmadığını sorduğu ve karsılında "gölge etme baska ihsan istemem" cevabını
aldığı kisi.
Dste bu Diyojen varlık ve zenginlik ile ilgili bizlerden çok farklı düsünüyormus.
Fıçısından baska su içmek için bir de çanağı varmıs. Bir gün bir çesme basında
avucu ile su içen bir çocuğu görünce, elindeki çanağı kırıp atmıs ve "Bu çocuk
bana fazladan esyam olduğunu öğretti" diye söylene söylene uzaklasmıs.
Umarım gerçek iyi ve gerçek kötünün ne olduğunu anlayabilecek risk analizlerini
yapabilmek için her birimizin Diyojen kadar bilgelesmesine gerek kalmaz.
Saygı ve sevgilerimle
M. DÖNMEZ